14 Mayıs: “Siyasal İslam”ın zaferi


"Siyasal İslam" 14 Mayıs’ta tarihî bir zafer kazanmıştır. Tarihe yön verecek bir zafer. Bunu yüz yıllık muadili, muhalifi, muarızı, müttefiki milliyetçiliği içererek, dahil ederek ve içselleştirerek başarmıştır. Dünya sisteminin böyle bir planı, hatta hazırlığı bile olmadığı için, siyasal İslam’ın iktidarının tarihe yön vereceğini söylüyorum. İslamcılık ve milliyetçilik geçmişte birçok kez ittifak etmişti; fakat bunlar Sovyet karşıtlığı bahanesiyle dünya sistemi tarafından hoşgörülebilir ittifaklardı. Bugün Türkiye'de İslamcıların milliyetçilere has, milliyetçilerinse İslamcılara has refleksler edindiğini; buna rağmen pozisyonlarını ve kimliklerini koruyabildiklerini görüyoruz. Her iki siyasetin halkla organik ilişkisi olması Türkiye'nin geleceğinin inşası için imkandır. Önümüzdeki, Türkiye’nin özgün, Batı bağımlısı olmaktan uzak iki siyasetinin tarihî ittifakıdır.

1991 İttifakı İslamcıların milliyetçileri yeniden Meclis’e taşımasından ibaret bir ameliyeydi. Refah Partisi'nin buna ihtiyacı yoktu, böyle bir talep seçmenden gelmemişti ve parti liderliği de bunu planlamamıştı. Sistem bunu tayin etti o zaman. O günlerde konuştuğum bir akilin söylediği gibi, “İttifak’ı yapmazsanız siyasi hayatınız biter,” denmiş olma ihtimali (malum Elçilik mahfili tarafından) var mı gerçekten bilmiyorum. Bildiğim, bayram değil seyran değilken kurulmuştu RP-MÇP İttifakı. Ve şahsi kanaatim, Türkiye üzerindeki Amerikan etkisini artıran bir vakaydı.

İki siyasetin 1995-2015 yılları arasında biri hükümetteyse diğeri dışarıda kalan pozisyonunda olmaları beni şahsen yanılttı diyebilirim. Bahçeli'nin 2002'de, 2007'de siyasi sistemi nasıl açtığını, yürütme gücünü nasıl tahkim ettiğini tam çözümleyememiştim. Bunların MHP ve Bahçeli açısından iktidar olmaya yönelik kısa vadeli hamleler olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum ama bunu haklı çıkaracak somut veriler yoktu aslında. 1999’dan günümüze MHP oylarına baktığımızda büyük değişimlerin yaşanmadığını ve partiyi tek başına iktidara taşıyacak bir hacme sahip olmadığını görebilirsiniz. Öte yandan Bahçeli, 2015'te koalisyona girmeyip seçim istediğinde sivil siyasetin devamına yönelik adım attığını gördüm. 2016'nın 15 Temmuz’unda koyduğu tavırla da son noktayı koydu.

Bir başka deyişle Erdoğan'a oy verenlerin birinci sırasında Devlet Bahçeli var demek abartı olmaz. Mesele Bahçeli için Erdoğan meselesi değil sanıyorum. Burada mesele milliyetçilerin devlet bağlılıklarını sivil siyasetin devamına katkıda bulunarak göstermeleri.

Gezi'de Türk soluna olduğu gibi Türk milliyetçiliğine de müdahale edildiği kanaatindeyim. Milliyetçi oyların yüzde 17'yi bulduğunu 1999 seçimlerinden biliyoruz. Ne var ki, AK Parti bunun ciddi kısmını geri almıştı. İki milliyetçi seçmen tipi var, merkez sağ ve doğrudan milliyetçi. 2015'te bu iki tip oy yeniden bir araya gelmişken stratejik bir hamleyle Bahçeli koalisyona gitmek yerine yeni seçim istedi. Ve 2 milyona yakın oy, 80 vekilin yarısını kaybetti. Yanlış hamle miydi? Yoksa Türk siyasetini darbe ihtimaline karşı korumak mıydı mesele?

Neticede, sağ merkez milliyetçi oylar İyi Parti’nin kurulmasıyla yeni yatağını bulurken MHP iktidarın bir adım mesafedeki ortağı haline geldi. Ve tarihimizin ilk İslamcı-milliyetçi (İttihat ve Terakki Cemiyeti sayılmaz, o zamanlar bu netlik yoktu) iktidarı kurulmuş oldu. Merkez sağ dışarıda bırakıldı.

Sağ merkezin sol merkezle buluşması da ayrı bir meseledir. Meral Akşener yeni merkezin bu buluşma olduğunu ileri sürse de son 2 seçimde CHP-İYİP toplam oyu tek başına AK Parti oyuna bile yetişemedi. Bugün Millet İttifakı sağ/sol merkez ittifakı olmakla birlikte seçmen genel eğilimini taşıma konusunda fazla iddialı değil. İslamcı-milliyetçi ittifak, TBMM çoğunluğuyla birlikte Cumhurbaşkanı seçtirmeye de 0,48 puan yaklaşabildi yeniden. İkinci tura rahat giriyor.

Hamur daha su kaldırır elbette; fakat Türk siyasetinin artık merkez sağ, merkez sol vb. gibi Avrupalı terimlerle anlaşılabileceğini sanmıyorum. Bunun yerine İslamcı merkez, milliyetçi merkez demek daha makul olabilir. Merkez sağ ile solun açılımı olan siyasetlerin bir listesine bakmak yeterli:

Merkez sağ: Liberal demokrasi, kapitalizm, muhafazakarlık, ekonomik liberalizm, neoliberalizm, monetarizm (parasalcılık), sağ Kemalizm.

Merkez sol: Sosyal demokrasi, sosyal liberalizm, ilerlemecilik, yeşil politika, reformist sosyalizm, sol Kemalizm.

Etiketler
siyasal islam 14 mayıs seçimleri cumhurbaşkanlığı seçimi 28 mayıs seçimleri Devlet Bahçeli MHP AK Parti Recep Tayyip Erdoğan.