Bir halksızlık bir yolsuzluk bir ölüm


 

22 Mart 2025 kayıtlı Saraçhane gösterisini izledim, 2x ile iki sahur boyunca. Yeni bir şey var mı bakayım dedim. Küçük küçük konserler veriyor şarkıcılar, sloganlar atılıyor, şarkıcının birini çıkarıp birini indiriyorlar otobüsten. Bahar şenliğini bu sene Saraçhane’de düzenlemeye karar vermişler. Moğollar diye bir grup çıkarıldı bir ara, CHP tarihî eser kapsamına alınıp müzeye kaldırılmalı dedim kendi kendime, Moğollar ne la?

23 Mart 2025 kayıtlı Saraçhane şenliğinde CHP’nin toy başkanı Özgür Özel Gezi’de Taksim’de olduklarından, Tayyip Erdoğan’ın AKM’yi yıkıp yerine AVM yaptırmak istediği gibi bir niyeti olduğundan bahsedip lafı İBB’ye, neden İBB önünde toplandıklarına getiriyor. Orada toplanmasalarmış Tayyip Erdoğan İBB’ye kayyum atayacakmış. İkinci iddia hadi henüz neticelenmemiş deyip geçelim, AKM’nin yerinde bugün yine AKM var. Niyetçi tavşan gibi sürekli önceden yazılmış ya da yazdırılmış niyetlerinizi mi çekeceksiniz Özgür bey? Toyluğu bıraksanız mı artık? Maddi manevi ülkeye mi dönseniz?

Tayyip Tayyip’ten mi ibaret? Tayyip’i seçen 30 milyonu nereye koyacaksınız? 30 milyonla tek tek hesaplaşmanız gerek ya da tek tek fethetmek 30 milyonun gönlünü. Bunu da benden öğrenmiş olun: Kitlenin liderine söylediğiniz her söz kitleye söylenmiştir. Tayyip’e saldırmanız, antiTayyipçiliğiniz, antihalkçılık, halk düşmanlığıdır aynı zamanda. Halk düşmanlığı yaparak halkçılık olmayacağına göre derdiniz ne emekliler, ne yoksulluk, ne ekonomi, ne başka bir şey. Atladığınız nokta, bir rüzgara, antiTayyipçi kalabalığının rüzgarına kaptırmanız kendinizi. Bu iple kuyuya inilir mi sorgulamasını yapmışsınızdır herhalde, onu da ben mi düşüneyim.

15 Temmuz’a tiyatro diyenler tiyatronun daniskasını oynatıyor. Cumhurbaşkanlığı için tek aday adayı çıkarıp parti üyelerine ve hatta üye olmayanlara tek adaylı seçim yaptırmak öncesi sonrasıyla oldukça komik tiyatro bence.

Kurtuluş yok tek başına / Ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganının İmamoğlu’nca esrarı şimdi çıkıyor ortaya: Benim başım yandı arkadaşlar, siz de sokağa çıkın, yakın yıkın, yanıma gelin. Varsa başka manası bu sloganın çıksın, söylesin biri. Biz niyetçi değil “niyetli”yiz. Art niyetliler (niyetsizler) var elbette, azınlık olarak. Bir şey daha öğretmiş olayım madem: İslamsız Türkiye diye bir şey yok.

Yirmi beş yıldır muhalefette olup hiçbir şey yapamamak başarısı herkese nasip olmaz. Dünyanın en güzel muhalefeti; niyet oku, önyargıyla yaklaş, bağır çağır, es gürle ama hiçbir etkin olmasın, hiçbir şey olmamış gibi devam et. Tabanın azıcık kıpırdanmaya başlayıp tepki göstermeye başlayınca ya bir kaset çıkar ortaya ya delegelerini şantajla, vaatle kandırıp devir parti liderini. Muhalefetin kendine hayrı yok ki halka hayrı dokunsun. Bu muhalefetten kim medet umsun, umar? Kendi kişisel ihtiras ve menfaatlari uğruna savaşan insanlardan fayda ummak için akıldan noksan olmalı insan.

Son yerel seçimlerin üzerinden bir yıl geçmeden yolsuzluk iddiaları çıkmış; iddialarla ilgili savunma yok, bastırmaya çalışma var. Demokrasi bunun neresinde? Hak, hukuk, adalet sloganları atmadan evvel hakkı, hukuku, adaleti kendi içinde tesis etmen gerekmiyor mu? Yüz yıl sonra ilk kez yerel seçim de olsa birinci parti çıkmışsın ülke genelinde, senesi dolmadan yolsuzluk iddiaları çıkmış hakkında. Utanç verici değil mi? İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğu için soruşturma açılmadı, hakkında açılan soruşturmalardan dolayı aday oldu iddiaları var üstelik. Bastırmaya çalışınca aklanıp paklanacak mısın?

Ben mesela İBB başkanı olsam, cumhurbaşkanlığına da göz dikmişsem, rakibimin zayıf olduğu noktalarda kendimi güçlendirir, sağlama alırım. Yenileceksin diye esip gürlüyorsam, ondan daha temiz olmam lazım bir kere. Verdiğim sözleri layıkıyla yerine getiririm, yolsuzluğun y’sini yanıma yöreme yaklaştırmam, halka hizmette sınır tanımam vesaire.

İmamoğlu’nun adaylığını oylama tiyatrosunda tevafuken Kadıköy’de bulunuyordum, Caferağa’ya isteyerek yöneldim. Yarım saat nabız yoklayayım dedim. Organizasyon acemiliği vardı. Saraçhane’deki şenliklerde de aynı intiba uyandı bende. Hatta bu kadar destekçi toplanacağını hayal dahi etmemişler, hazırlıksızlarmış her anlamda. Gezi’deki organize propaganda işleri de ortadan kalkmış görünüyor, ikinci bir Osman Kavala’ları yok belli ki. Kendi kendilerine boykot moykot gibi şeyler uyduruyorlar, tutmayacak işler. Boykot çağrısında ise yine kötülük var, kendi ülkeni boykot ettirmek ülkenin zararına çalışan bir zavallısın demektir. Selahattin Demirtaş’a, Osman Kavala’ya selam göndererek genel başkanlığa gelen Özgür Özel hâlâ Demirtaş’a, Kavala’ya selamlar sunuyor. Hem teröristlere selam yollayıp hem halkı savunmak, halkın hakkını aramak mümkün mü?

Zengin bitirişi yapayım, şenliğe Yıldız Tilbe’yi getirirseniz ben de dahil olurum bak. Bu şarkıya düet yaparım hatta. :)

Etiketler
Kurtuluş yok tek başına / Ya hep beraber ya hiçbirimiz CHP Ekrem İmamoğlu Özgür Özel Recep Tayyip Erdoğan İBB yolsuzluk Saraçhane