Devlet Ana: Çağının ötesinde bir romana dair tartışmalar


1960’lı yıllar Kemal Tahir için üretkenliğinin zirveye ulaştığı hem edebi üretimin hem de “edebiyat üzerine düşünmenin” merkezinde yer aldığı dönemdir. 1967 yılında Devlet Ana’nın yayımlanmasıyla dönemin edebiyat dünyası bu esere yoğun ilgi göstermiş ve eser pek çok eleştiri, kalem kavgası ve tartışmalara neden olmuştur. O dönemde de Selim Şengil Dostdergisi etrafında “Kemal Tahir ve Devlet Ana” özel sayısı ile bir soruşturma başlatmıştır. Kemal Tahir, Devlet Ana, Türk romanı ve Doğu-Batı karşıtlığı bu incelemenin odak noktasını oluşturmuştur. Böylece Devlet Ana başlı başına bir edebiyat, sanat ve düşünce olayı olmasının yanı sıra dönemin entelektüel atmosferinde tam bir kırılma noktası oluşturur.

Devrin düşünce dünyasında derin bir etki yaratan Kemal Tahir’in Devlet Ana’sı, yazın dünyasının ileri gelenleri tarafından daha da derinleştirilmek ve tartışılmak istenmektedir. Hikâyeci ve yazar Mehmet Seyda (Çeliker) da bu fikirden yola çıkarak, “Türk Romanı” adlı bir açık oturum düzenler. Bu açık oturum ile Devlet Ana ile ilgili tartışmaları derinleştirme ve Kemal Tahir’e de bu tartışmalar karşısında kendini ifade etme fırsatı vermeyi amaçlamıştır. Yeni bir tartışma açmak yerine mevcut eleştirileri gözden geçirmek ve bunları yeniden ele almak istemektedir.

Neticede Devlet Ana yayımlandığı andan itibaren çağını ötesini yakalayan ve geniş okur kitlesine ulaşan bir eser olmuştur.  Ayrıca eserin okur kitlesini toplumun farklı kesimlerindeki okuyucular oluşturuyordur. Çünkü eser, toplumsal sorunların sanatçı duyarlılığı ile ilişkilenmesinin bir ürünüdür. Hikâyesinin içeriğine/atmosferine bakıp aldanmamalı; roman, bir tarih romanı olmaktan ziyade özünde çağını ve modern insanı anlamaya yöneliktir. İşte bu sebepten dolayı dönemin okurlarının ilgisini çekmiş ve modern bir roman haline gelmiştir. Bunu Gülçin Kasaroğlu şöyle açıklamıştır: “…bu roman muhakkak ki bundan sonra yazılabilecek Osmanlı tarihine ait romanlar içinde hepsinden üstün olacaktır, kanısındayım. Çünkü hiçbir zaman bir tarihi bu kadar yakınlaştırmaya imkân yok.” Sabahattin Selek ise “…Devlet Ana, insana, bugün yaşanmış bir olayı anlatır gibi geliyor,” diyor.

Toplumun tarihi, siyasi ve iktisadi boyutlarını bir romancı duyarlılığı ile kaleme alan Kemal Tahir, Türkiye gerçekliklerini bilimin ürettiklerinden faydalanarak yazmıştır. Aslında Devlet Ana güncel sorunlar açısından tarihle bir ilişki de kuruyor. Kemal Tahir’in kendisi de Devlet Ana’yı şu şekilde değerlendiriyor: “Devlet Ana’nın bence beklenmedik bir ilgi görmesi, çok çeşitli zümrelerden ilgi görmesi ve bu ilginin genellikle müspet olması, memleketimizin bugün geçirmekte olduğu ekonomik, politik şartların, dünya ile bizi karşı karşıya getiren gündelik olayların olağan sonucudur.”  Aslında Devlet Ana, sanatı ve entelektüel yaşamı sanat dışı çevrelerin de ilgi duyacağı bir düzeye getirmiştir.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan ve halen İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmakta olan İsmail Coşkun, Mehmet Seyda’nın düzenlediği “Türk Romanı Açık Oturumu” kayıtlarını derleyen bir çalışma ortaya çıkarmış. Mehmet Seyda’nın düzenlediği bu açık oturum; Devlet Ana’nın yayımlanmasıyla ortaya çıkan tartışmalara, değerlendirmelere, yorumlara Kemal Tahir’in edebi ve estetik düzeyini koruyarak sakin, derinlikli verdiği cevapları kayıt altına alması ve onları günümüze ulaştırılması açısından bir hayli önemlidir.

Ketebe Yayınları etiketi ile çıkan İsmail Coşkun tarafından derlenen Kemal Tahir ve Türk Romanı adlı çalışma Kemal Tahir’i, eserlerini, sanatını ve düşüncesini anlamak adına önemli bir çalışma olmuş. Mehmet Seyda’nın düzenlediği “Türk Romanı Açık Oturumu” kayıtlarının derlendiği bu kitap Kemal Tahir ile ilgili unutulmaya yüz tutmuş metinlerin yeniden kazanılmasını sağlayan değerli bir çalışma olmuş.

Etiketler
Kemal Tahir Türk Romanı İsmail Coşkun Ketebe