Oduncu Musa Destanı


Topal'ı vurdular

Rampalı önünde dayı

Topal’ı vurdu kör olasının teki

Peşinden koştuk ama yakalayamadık

Ara sokaklarda kaybettirdi kendini

Ağır yaralı kaldırıldı Topal

Annesi geldi hastaneye

Bütün yaşıyla bütün anıları

Bütün yaşadıklarıyla annesi

Bütün gözyaşlarıyla annesi

     Ve feryat figan kız kardeşi

Başarılı geçti dayı ameliyat

Yine de uzun süre yattı Topal

Pencere kenarından seyrederek

Canına yandığım hayatı

 

İki şahit

Kahve çıkışı yorgun, yürüyorduk Aydoğdu'da, raylara yakın

Köpekler havlıyordu dayı uzaktan, ama kafamız kıyak

Neşeliydik, damarlarımızda gümbür gümbür akan kan

Nereden nasıl çıktı karşımıza, bilemedik körolası İshak

Avenesi yanında, Yarımağız Cengiz, Erol ve Mito

"Sakın", dedi Musa "bulaşmak yok, dayının emri, sakın!"

Dayanamadı yine de, bilirsin dayı, delidoludur Osman

Bastı kalayı, tutamadık ne yaptıksa, atıldı üstüne İshak'ın 

Yumruk yumruktu, tokat tokat, kavga küfürdü ağız dolusu

Ad aldığıydı da Musa, sanki yarılmış bir denizin ortası

Birden parladı sustalı, kalleş İshak, nasıl da uzadı o kısa kolu 

Koşarak kaçtı avene kestirmeden, Musa kan içinde yere yığıldı

 

Topal olayı eksik anlattı, ya unuttu tümden, ya şaşırdı 

Bizden başka kimse görmedi çünkü o bir anda çıkan kamayı

Doğrudur, raylara yakın karşılaştık İshak'la, ama bunun öncesi de vardı

Kılıç atarken kahvede, İshak avenesiyle gelip alayımıza tehdidi bastı 

Sabretti Musa, sustu, yüzüne bakmadı deyyusun, kaş bile kaldırmadı

Diş sıktı, aldırmadı, girdi de araya Kahveci Ali aldı götürdü, uzaklaştırdı

Oturduk beş-altı parti daha, yanık oynadık, kılıç attık, arada kafayı bulduk

Planladılar belki orada yolumuzu kesmeyi, o kadarını bilmiyorum artık 

Doğrudur, raylara yakın rastlaştık, sayıca çoklardı, onlar dağsa biz tepe

Doğrudur, duramadı Osman, bilirsin hepimizden genç, hepimizden körpe

Kanı bir anda kaynadı, tutamadık, atıldı üstlerine, kavga dayı böyle başladı