Leyla’dan geçme faslındayım, Mevla’yı bulma yollarında
Özkan Uğur denince aklımıza gelen ilk şey, en genç üyesi olduğu MFÖ grubu ve grubun her yaştan insanın ezbere bildiği kültleşmiş şarkıları oluyor. Uğur’un kişisel kariyerine yakından baktığımızda ise onun Türkiye’nin en büyük ve eski boyband grubunun basgitaristi ve vokalinden daha fazlası olduğunu görüyoruz. Bu yazıda, Uğur’un diskografisinden, kariyerinden ve çalıştığı sanatçılarından bahsedeceğim.
Sanatçıların tarihler arasında bir çizgiye sıkıştırılmasını hep hüzünlü buluyorum. Sanatçıların etkili olduğu yılları işaretlemek amacıyla yazılarda belirtilen doğum ve vefat tarihlerini bir mecburiyet olarak not düşüyorum. Tam adı Raif Özkan Uğur; müzisyen, oyuncu, prodüktör, aranjör. 17 Ekim 1953 İstanbul doğumlu olan sanatçı, 8 Temmuz 2023 tarihinde ikinci kez yakalandığı kanser ile mücadele ederken yattığı hastanenin yoğun bakım servisinde vefat etti. 52 yıllık sahne arkadaşı Mazhar Alanson ile birlikte Cerrahi dervişi olan sanatçı Özkan Uğur’un cenaze namazı Taksim Camii’nde kılındıktan sonra, naaşı Karagümrük Nurettin Cerrahi dergahı postişini Ahmet Özhan'ın yönetiminde derviş usulüne uygun şekilde Karacaahmet mezarlığında toprağa verildi.
Çalıştığı sektörlere ve sanatçılara baktığımızda Özkan Uğur’un 1970’te Şeref Yüzbaşıoğlu ile başlayan kariyerinin 2022’de Cem Yılmaz’ın dijital platform için yaptığı Erşan Kuneri adlı diziye kadar aralıksız devam ettiğini görüyoruz. Uğur, üretim yaptığı sektörler bakımından müzik, tiyatro, sinema ve TV programları ile sürekli güncellemesi ve disiplinlerarası aktif üreten ve çalışan bir sanatçı. Kariyerinin dönüm noktası ise 1971’de Mazhar Alanson ve Fuat Güner’le tanışması oldu. İlk grupları Kaygısızlar’ın adını daha sonra MFÖ olarak değiştireceklerdi. Barış Manço’nun ona hediye ettiği, Fender Jazz Bass marka gitarı ve İngiliz Wal marka perdesiz gitarı ile müziğini ve kendine has anlamsız sözleri, farklı ses renklerini kullandığı back vokalleriyle grubun en renkli üyesi oldu.
Mazhar Alanson ve Fuat Güner dışında, Kurtalan Ekspres, Barış Manço, Erkin Koray, Murat Ses, Edip Akbayram, Ersen ve Dadaşlar, Selda Bağcan, Seyhan Karabağ, Seyyal Taner, Ferhan Şensoy (Kahraman Bakkal Süpermen’e Karşı, Şahları da Vururlar tiyatro oyunlarının müziklerini yaptı) gibi döneminin etkili sanatçılarıyla çalıştı.
Özkan Uğur, 1978’de Grup Karma ile Galip Berkay imzalı İmkansız, 1985’de MFÖ ile Diday Diday Day, 1988 yılında yine MFÖ ile Sufi adlı şarkıyla üç kez Eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi temsil etti.
Yeni nesil sanatçılarla yaptığı çalışmalarla daima günceli yakalayan sanatçı, 1990’larda Sezen Aksu, Hakan Peker, Burak Kut, Demet Sağıroğlu, Tarkan, Aşkın Nur Yengi, Nev, Yavuz Çetin, Baba Zula, Ayhan Sicimoğlu, Asya, Ayşegül Aldinç, Sertap Erener gibi Türk popunun önemli isimleriyle çalıştı.
Ses aralığı ve basgitarı ile imza attığı şarkılardaki özgün yorumu onu daima özel yapan unsur.
MFÖ için Türkiye’nin Beatles’ı yakıştırması yapmak abes olmaz; zira grup üyeleri müziklerinin çıkış noktasının Beatles olduğunu birçok röportajında belirtmiş. Bu benzetme paralelinde Özkan Uğur için de Türkiye’nin Paul McCartney’i benzetmesi yapmak yerinde olur. Biz milletçe çok severiz böyle yakıştırmaları. Rahmetlinin ruhu şad olsun.
Türkiye’nin popüler sanat tarihinde her dönem güncel kalan Özkan Uğur’un döneminde başarısını kanıtlamış ve damga vurmuş isimlerle çalışması elbette tesadüf değil. Uğur’un titizliğini işaret eden kariyer seçimleri onu ve yaptığı işleri kalıcı kıldı. Bu seçimler onu her yaştan insan için görünür kıldı. Ayrıca MFÖ’nün diğer üyelerinin solo albümü varken Özkan Uğur’un yoktur. Her zaman kolektif biçimde çalışan sanatçı, kariyerinde solistlikten ziyade basgitarist ve vokalist özelliğini ön plana çıkardı ve bu davranışı ile profesyonellik örneği sergiledi. İnsanın kapasitesinin sınırları olmadığını bilerek, fakat güçlü ayağını tanıyarak başarılı bir kariyer planı nasıl yapılır dersini veren sanatçının bu açıdan başarılı bir örnek teşkil ettiğini söyleyebiliriz.
Ülkemizde sanatçı cenazeleri alkışla yapılır. Ölen sanatçının ardından “Işıklar içinde uyusun,” gibi tuhaf temennilerde bulunulur. Özkan Uğur’un vakar ve huşu içinde eda edilen cenaze merasimini referans alarak kendisine Allah’tan rahmet, geride kalan eşi Aysun Aslan ve oğlu Alişan’a sabır diliyorum.
