25 Mart 2025 kaydından devam. İkiledik, üçleyelim. Üçleme olsun güç olmasın, tam olsun. Sadece sen konuşma, arada başkalarına da söz hakkı ver gibilerinden uyardılar galiba Özgür Özel’i. Sunucu söz vermiştik diyerek birkaç “seçilmiş” üniversiteli genci çıkardı otobüse, “özgür” bırakmadılar gerçi, ellerindeki kağıtlardan okuttular bir şeyler gençlere. Bıraksalar o gençler ve diğerleri neler söyleyecek. Zaten Özgür Özel otobüsün üstünden kalabalığı her seferinde hizaya çekmeye çalışıyor; durun, yapmayın, etmeyin, dinleyin, zıplamayın vesaire vesaire. O gençlerden biri okumasının bir yerinde şöyle diyor:

“Ayrıca bu ülkedeki tüm meydanlara ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık,’ diyen Hüseyin’in yoldaşları Alevi kardeşlerimizi, geldikleri günden beri dini birtakım çıkarları için kullandıklarının bilincinde olan Cumhuriyetçi Müslüman kardeşlerimizi, günlerdir buradan ayrılmadıkları gibi ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen Atatürkçü kardeşlerimizi, bu ülkede günlerce değil yıllarca biber gazı yemelerine rağmen onurlu duruşlarından ödün vermeyen Kürt kardeşlerimizi ve muhalif tüm öğrenci arkadaşlarımızı Deniz Gezmiş’in ‘Gençlik sadece devrime karşı sorumludur, partilere karşı değil’ sözüyle davet ediyoruz. Bu direnişe yoldaşlık etmelerini istiyoruz.”

Bunlar nasıl bir akıllar? Bunlar nasıl bir tanımlar? Yoldaşlık böyle bir şey olmasa gerek, ayrıştıra ayrıştıra kırk tane yol olur, hangi yola yoldaş olacaksın gardaş?

Silivri’de İmamoğlu kulağını çekmiş Özel’in belli ki, baştan beri teravih vakti Şehzadebaşı Camii’nin karşısında bangır bangır müzik çalan, bağırıp çağıran; Ramazan ayında mıyız, iftar mı var, namaz mı kılınıyor düşünmeyenler birden “format” değiştirme kararı almışlar. Şimdi Kadir gecesinde Saraçhane’de iftar, ibadet konseptine geçtiler. Müslümanların desteğini almadan bir şey yapılamayacağını, yüz sene de geçse yine acaba bir denesek mi denemesi yapmadan anlayamayan zihniyet ile nereye varılabileceği su götürür.

Otuz milyonu yekvücut Tayyip zannediyorlar herhalde, hepimiz tayyibiz ayrı, otuz milyonu tek bir kişi görüyorlar. Her birimizi ayrı ayrı birey olarak görmüyor, göremiyorlar. Artık böyle hüsnüzan ediyorum. Yoksa Tayyip aşağı Tayyip yukarı derken nadiren de olsa otuz milyonun en azından birkaçını anar, birkaçı için bir şey yapmaya çaba gösterirlerdi.

Her geceyi Kadir her geleni Hızır bil sözünün etrafında her günümüzü fayda ile geçirmeye çabalar, karşıt görüşlü de olsa her insana saygı-sevgi ile yaklaşırken biz; lider olma hırsıyla şahsi menfaat, makam, mevki sevdaları uğruna ülkeyi zarara sokmaktan, vatandaşı ayrıştırmaktan geri durmayan kifayetsiz muhterislerle yıllarımızı tüketiyoruz. Kılıçdaroğlu’su gidiyor, Özel’i geliyor, İmamoğlu’su geriyor.

Özgür Özel İngiliz dostlarına sitem ediyor, neredesiniz diyor, bizi yalnız bıraktınız diyor. İngiliz dostlarınızın telefonu, hiç yoksa posta adresi filan vardır diye tahmin ediyorum, dumanla haberleşmiyorsunuzdur değil mi Özgür bey? Meşale dumanıyla filan? Batılı dostlarınıza haber uçurabilmek için mi sokağı şiddete boğuyorsunuz böyle, kolluk kuvvetleriyle gençleri çatıştırıyorsunuz? İngilizler ne cevap verdi ya da verecek bilmiyorum ama ben cevap vereyim, manda ve himayeyi Erzurum’da reddettik Özgür bey.

On yıl önce devrim diyorlardı, yirmi yıl önce, otuz yıl önce; yoldaş, örgüt, direniş diyorlardı. Eskiye doğru git, yeniye doğru gel hep aynı. Son devrimci kimdi desen elli yıl önceki adamları anıyor, arıyorlar. Gençler Gezi nostaljisi yapıyor, Gezi’de başarı elde edilmiş zannediyor, buna inanıyorlar göründüğü kadarıyla. Devrim abi vefat etti birkaç sene önce, hakikaten öldü adam, somut olarak; defnettiler bir ikindi namazını müteakip. Whatsapp durumunda gördüm. Üretmek lazım, yeni fikirler, yeni ürünler. Bir şey üret yeter ki. Üretmiyor, üretemiyorsan üretenin yanında ol, destek ver. Devrim yaşatmaktır, devrim üretmektir. Biber gazı sevdalısı, Gezi nostaljicisi gençler çok istiyorlarsa bir simülasyon kuralım, çevik kuvvetle karşı karşıya gelsin kozlarını paylaşsınlar, sokak şiddet istemiyor. ODTÜ’de toplansınlar hatta.

Koca koca adamlar bakıyorsun, yüksek yüksek titrleri de olan kişiler hani, ne oluyor nasıl oluyorsa, nasıl bir hormon salgılıyorlarsa ilkelin de ilkeli bir hal alıyorlar. Tek hedef var, Tayyip’i bitirmek, Tayyip’i indirmek. İyice toksik hal aldı bu durum. Kin, nefret, öfke birleşiminden nasıl bir varlık doğuyor görmek isteyen bu türe bakabilir. Konunun uzmanı, psikoloji profesyonellerini göreve davet ediyorum.

Kadir gecesi kuvvetle muhtemel dünkü geceydi, beyefendi gibi geldi meydana, bitirdi şenliği. Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı Saraçhane’de yalnız. Her on yılda bir askerî darbe gitti, on yılda bir Gezivari şenlikler geldi, yenilen pehlivan güreşe doymazmış dört beş yılda bir Tayyip’e yani halka yenilmek kaldı bir de eşantiyon olarak.

Sahi Gezi’de neyi başardılar, kazanımı neydi ya da Gezi’nin? “Tayyip” Taksim’in göbeğine camiyi dikti, Kavala’yı hapse tıktı, AKM’yi de halkın hizmetine açtı; Özel’i mezarlıktan konuşturuyor, mezar taşlarına nöbetçi dikecek böyle giderse. Son dersimiz matematik, otuz milyon on beş milyonun iki katı. Ders sorusuz bitmez, bir yarışta ikinciyi geçerseniz kaçıncı olursunuz? Cevap veriyorum, Kadir Topbaş olursunuz.